1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Ahmet Davutoğlu bir cazgır mı?
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Ahmet Davutoğlu bir cazgır mı?

A+A-

Ahmet Davutoğlu’nun Sakarya konuşmasını biraz izledim, tamamlamaya tahammülüm yetmedi.

Hikayesi olmayan bir adamın bir tahayyül anlatımıydı.

Öğrencilik yıllarında rahmetli Kültür Bakan Yardımcısı Prof.Dr. Ahmet Haluk Dursun’un da ismini saydığı insanlarla dava anlattığını söylediğinde, yanımdaki arkadaşa “O’nun kumruların yuvası için makam odasını terkettiği bir hikayesi var, Davutoğlu’nun da makam elde etmek için çırpınışları var” dedim.

Davutoğlu’nun hafızalarımıza kazınan bir hikayesi bile yok maalesef.

Yazılardan, kitaplardan, konferanslardan, danışmanlığından, bakanlığından, başbakanlığından, şimdilerde de parti kurma çalışmalarından tanıyoruz.

Gençliğinde şunu yapmış, akademisyenliğinde şöyle davranmış, bakanlığı ve başbakanlığı döneminde falan evsiz barksızla ilgilenmiş diyebileceğimiz bir hikayesini duymuş değiliz.

Sadece tahayyüllerini anlatıyor Davutoğlu, kendi yapmadığı, yapamadığı, irade gösteremediği şeylere dinleyenlerin inanmasını istiyor.

Abdullah Gül ve Ali Babacan sustukça, kendilerini hatırlatacak birkaç hamlede bulundukça kazanıyor, Ahmet Davutoğlu oradan oraya koşturdukça kaybediyor.

Siyaset Tayyip Erdoğan’a tapulanmış bir hak değil, O’nun birilerini dışlamasıyla, yok saymasıyla, küçümsemesiyle, hain ilan etmesiyle kimse siyasetten uzaklaşacak da değil.

Abdullah Gül de, Ahmet Davutoğlu da parti kurabilir, siyaset yapabilir, kimseden izin almalarına da gerek yok.

Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı makamında da, sonrasında da rahatsızlıklarını yarımağızla da olsa dillendiren, AK Parti tabanı tarafından son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Geniş mutabakat olmadı, aday olmadım” ifadesiyle mahkum edilen bir siyasetçi olmasına rağmen, Ahmet Davutoğlu’ndan daha fazla itibar görüyor.

Siyaset parti tabanı oluştuğunda cazgırlığa prim verir de, yeni parti kuracak bir adamın ağır olmasını ister!

Davutoğlu’nun sadakat yeminleri var, Abdullah Gül’ün benzer bir çıkışı yok. Her şeye rağmen siyaset yapma kararlılıklarını ifşaa ettiler. Davutoğlu ağırlığında beklemeyi bilseydi, bugün kendini en çok konuşturan siyasetçi olabilirdi, herkes kendi içindekini ortaya saçmaya başladığında kaybetmeye de başlıyor, demek ki endişelerini değil isteklerini dizginleyememiş!

İfademi ağır bulabilir, serseri mayın gibi kendinin savrulmasına müsaade etmemelidir. Sicili Abdullah Gül kadar kabarık olmayan bir adam onların gerisine düşüyorsa, durup bir tefekkür etmesinde fayda vardır.

Tayyip Erdoğan ve AK Partili yöneticiler hakkında bazen ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor, sorguluyor, ağzımıza geleni söylüyoruz, kimse bizlerin niyetinden zerre kadar şüphe etmiyor. Davutoğlu niyetini tanıtmıştır, söylediklerinin büyük bir çoğunluğu doğru bile olsa “Sır ifşaa” eden, makamdan uzaklaştırıldığı için hırslarına yenik düşen insan olarak anılacaktır.

Kendisi çok nezaketsiz bir şekilde Başbakanlıktan uzaklaştırılmıştır, Tayyip Erdoğan’a o davranış yakışmamıştır, Davutoğlu böyle davranmaya devam ettiği takdirde nezaketsizlik ve kendisine karşı yapılan saygısızlık kimsenin sorgulayacağı bir durum olmadığı gibi, “Demek ki Erdoğan’ın bir bildiği varmış, daha fazla o makamda tutsaymış bugün devlet sırlarını paylaşmakla tehdit dili geliştiren adam, daha fazla devlet sırlarına vakıf olacaktı, belki de paralel yapı benzeri bir şantajla makamını korumanın derdine düşecekti” dedirtecektir.

Gönlüm hiçbir zaman Davutoğlu’nun harcanmasından yana olmadı, bu kez Davutoğlu kendini harcamaya başladı!

Önceki ve Sonraki Yazılar