1. YAZARLAR

  2. Doğan Hisar

  3. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu
Doğan Hisar

Doğan Hisar

Yazarın Tüm Yazıları >

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu

A+A-

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu AK Parti’ye dahil eden kişinin Abdullah Gül olduğunu biliyoruz. Abdullah Gül’ün Başbakanlığı döneminde Ali Babacan bakan, Ahmet Davutoğlu da Başbakanlık Başdanışmanlarındandı.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde de Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu bakanlık yaptı.

Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde Ali Babacan bakanlık yapmadı.

Abdullah Gül’ün Ahmet Davutoğlu rezervi kadar Ali Babacan’ın da rezervi olabileceği konuşulmadı.

Abdullah Gül’ün Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası Başbakanlık hayallerini suya düşüren kişi Ahmet Davutoğlu’ydu, aslında Erdoğan kimi işaret etse o Başbakan olacaktı ama Abdullah Gül siyasete kendisinin taşıdığı kişiden beklediği tavrı göremediği için bir gönül kırgınlığını yaşamıştı.

Hikayeyi hepiniz biliyorsunuz, öncesini, yakınlıkları anlatmaya çok da gerek yok.

Ali Babacan’ın kuracağı partinin patronu Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı partinin patronu da kendisi olacaktır. Patron ifadesini bilinçli olarak kullanıyorum, kurulacak olan her iki partinin de millet karşılığı sadece milletten oy istemek olacaktır, ‘ortak akıl’ın yerini de her zaman üst akıl alacaktır.

Abdullah Gül öncülüğünde Ali Babacan’ın kuracağı parti ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı parti birleşseler dahi iktidar olabilecek bir potansiyele sahip değil, şu da bir gerçek ki, genel seçimlerde AK Parti’yi iktidardan edebilecek bir oy kaymasını sağlama imkanına sahip olabilirler, % 2 oy bile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesine engel olabilir.

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracakları partiler genel seçimlerde kendi başlarına seçime girmeyecektir, her iki parti için de % 10 baraj meclise girmelerinin önünde engeldir, mutlaka ya AK Parti’yle ya da CHP ile ittifak etmek zorunda kalacaklardır, başka alternatifler de geliştirilebilir, Babacan, Davutoğlu ve İYİ Parti ittifak sağladığında da meclise girebilirler.

Ali Babacan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracakları partiler ittifak sağlandığında, belli bir sayıda milletvekilini meclise taşıyabilirler.

CHP ile kurulacak ittifak her iki parti için de risklidir, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığından etme imkanına sahip olma ihtimaline karşılık meclise milletvekili taşıma oranları çok düşük olacaktır.

Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracakları partiler AK Parti ittifakıyla seçime girdiğinde şansları yüksektir, AK Parti’nin oluşturacağı milletvekili listelerine kızan AK parti tabanından azımsanmayacak bir kitle her iki partiye de oy vermeyi tercih edecektir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın restleşmelere girmesi partilerin kuruluş aşamasında ve seçim öncesinde olabilir, sonrasında siyasetin kazanmaya dönük yüzü birbirilerine yüzlerini döndürmeyi de zorlayacaktır.

24 Haziran 2018 Genel Seçimleri ve 31 Mart 2019 Yerel seçimleri sonrasında AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan teşkilat yapılanmaları, kabine değişimleri ve belediye başkanlarının belirlenmesindeki isteklere karşı tabanın isteklerine kulak tıkamıştır, birçok toplantıda milletin gönlüne su serpmiştir ama hiçbir değişime gitmeyerek meseleyi sulandırmış, artık kendisini eleştirilecek duruma getirmiştir.

AK Parti bu ülkede inanılmaz şeyler başardı, birçok tabuyu yıktı, değiştirilmesi hayal edilemeyecek birçok şeyi değiştirdi, bir türlü teşkilatları değiştiremedi, milletin istediği vekil ve belediye başkanlarını riyaset makamına taşıyamadı.

Siyasetin temeli liyakat katli üzerine atılır, öyle liyakat beklentisi içine girmeye falan gerek yoktur. Kendisi liyakat esasları üzerine getirilmeyen insanlardan liyakatlı davranması da beklenemez.

Öncelikle siyaseti belirleyen insanların kendi alanlarında liyakatlı olsalar dahi siyasette ne kadar liyakatlı olduklarına bakılmalıdır.

Siyaseti kişilere indirgediğimizde kişilerin gitmesiyle birlikte siyasi aidiyetlerimiz de sarsıntılar geçirecektir, geride birçok enkaz bırakacaktır.

Türk siyasetinde anlayış birlikteliği olmayacağına göre yine şahısların belirleyiciliği devam edecektir.

Gönlüm Ali Babacan’ın ve Ahmet Davutoğlu’nun parti kurmamasından yanadır, Cumhurbaşkanımız Erdoğan il başkanları toplantısında yaptığı konuşmanın ardında durabilir, söylediklerini uygulamaya geçirebilirse, kim ne parti kurarsa kursun AK Parti’yi iktidardan edemez, Erdoğan’ın da teşkilatlar, belediyeler ve kabineyle ilgili “Kendi laflarının üstüne sürekli laf söyleyen değil taş üstüne taş koyan olması” gerekiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar