1. YAZARLAR

  2. Doğan Hisar

  3. Trenden ineni gerekirse zorla trene bindirmek gerekiyor!
Doğan Hisar

Doğan Hisar

Yazarın Tüm Yazıları >

Trenden ineni gerekirse zorla trene bindirmek gerekiyor!

A+A-

AK Parti 2001 yılında kurulduğu dönemde milletin beklentisi ekonominin düzeltilmesi, özgürlüklerin verilmesi, başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması, meslek liselerinin kat sayı farklarının ortadan kaldırılması istekleriydi.

Bunların hepsi gerçekleşti, başörtülüler üniversitelerde okuyabildiği gibi orta öğretimde de eğitimlerine devam edebilecek duruma geldi.

Kamu kurumlarında askeriyeden yargıya kadar başörtülü kişilerin çalışabilmeleri de sağlandı.

2002 Yılından buyana oy veren kesimin istekleri yerine getirildi.

Şimdi ki kuşak ne istiyor ona bakmak gerekiyor.

İnsanlar artık kaliteli bir yaşam istiyor.

Gençlerin siyasetten beklentilerini doğru okumak gerekiyor.

Geçmişin sıkıntılarını anlatarak, nasıl çözüldüğünü izah ederek bu insanları siyasi düşüncelerimizin içine dahil edebilmemiz zor gözüküyor.

Bir iletişim diline ihtiyacımız var.

Bizim kuşak menfaatleri ya da ticari ilişkileri olduğunda farklı siyasi düşüncede olan insanlarla bir araya gelebilirken şimdiki kuşağın siyasi farklılıklar, başının açık ya da kapalı olması arkadaş olmalarının önüne geçmiyor.

Siyasi farklılıklar bile aralarında fazla sorun olmuyor.

Her kuşağın siyasetten beklentisinin farklı olduğunun kavranması gerekiyor.

CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi bazen genel, bazen de bölgesel olarak birlikte hareket edebiliyor.

Devlet Bahçeli de, küskünleri çağırıyor, İYİ Parti içindeki milletvekillerine kapılarının açık olduğunu söylüyor, "Affedebiliriz" de diyor.

Sadece burnundan kıl aldırmayan AK Parti yöneticileri, "Trenden inen bir daha binemez" ifadesi çok matah bir cümleymiş gibi dillerde pelesenk haline getiriliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu kim ne derse desin muhalefeti bir araya getirmeyi başardı, hatta AK Parti'de Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış adamı bile neredeyse çatı aday yapacak duruma gelmişti.

Bizler de işimize geldiği gibi sonuçları yorumluyoruz, Konya'da seçimi Uğur İbrahim Altay'ın değil Erdoğan'ın kazandığını söylüyoruz, Ankara'ya gelince Erdoğan'ın değil Haseki'nin kaybettiğini söylüyoruz.

Madem millet Erdoğan'a oy veriyor; kazanılan yerleri kazanan da Erdoğan'dır, kaybedilen yerleri kaybeden de Erdoğan'dır.

Doğru bir yaklaşım olduğu için demiyorum; adayların etkisi varsa, etkin adayların belirlenmesi gerektiği için söylüyorum.

Bizleri bile teşkilatlar kucaklayamamışken, milletin sadece hükümet icraatlarına bakarak oy vermesi de beklenemez.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere, bütün teşkilat mensuplarının kendilerinde "Yusuf iyi ki varsın" tevazusunu göstermesi gerekiyor.

Sosyal medyada "Yusuf iyi ki varsın" görüntülü mesajları paylaşmak bile ne hale geldiğimizin göstergesidir.

Milyonlarca insan o durumdayken nasıl bir kendinden uzaklaşma hali yaşayan kişiler var ki, bir anda en tabii davranış dahi, nasıl bir açlık çekildiğini gösterdi.

Erdemliler hareketi seçmene aidiyet duyduruyordu, muhafazakar demokrat olunduğu günden buyana beceriksiz yöneticilere rağmen bizler aidiyet duymaya devam ettik. Türkiye genelinde Cumhur İttifakı % 52'yi koruyor, seçmen durduğu yerde duruyor, milletin ayarlarıyla oynandığında milletimiz siyasete ayar veriyor.

07.06.2016 tarihinde demiştim ki; "Güçlüyken insanların ayağına giden muhataplarınca bize değer veriyor olarak değerlendirilecektir, zayıflamaya başladığında insanların ayaklarına giden de yardım istemeye geliyor olarak değerlendirilecektir. En güçlü zamanlarımızda açıkça yardım isteyebilmeliyiz ki, zayıf düşmeyelim!"

Önceki ve Sonraki Yazılar