1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Ben size olacakları anlatayım!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Ben size olacakları anlatayım!

A+A-

Fazla değil, birkaç günlüğüne cezaevine girseniz alınacağınız yer karantina koğuşu olur. Daha sonra suç çeşitlerine göre dağıtılırsınız.

En az 20 gün karantina koğuşunda kalırsınız. Buraya her çeşit suçlu gelir. Uyuşturucu kullanıcısı, cinayet sanığı, silah satıcısı, hırsız, gaspçı… Bir terör suçluları ve tacizciler, tecavüzcüler ayrı koğuşlara konulur.

İlk hükümlü olduğunuzda açık cezaevinde giriş çıkış yaparsınız, mükerrer suçlarda gideceğiniz yer kapalı cezaevidir.

Diyelim ki gazetecisiniz ya da köşe yazarı, birine “Alçak”, diğerine “Sünepe” dediğiniz iki suçtan cezaevini boylarsınız. İçeride iki adam yaralayan 4.5 yıl hapis cezası alır, bir gün yatış yapar, denetimli serbestlikten faydalanır çıkar, sizin suçunuz mükerrer olduğu için birkaç ay hapiste yatarsınız. İşin adaletsizlik kısmını ayrıntılarıyla anlatmak gerekiyor, bugün konumuz o değil.

Bir örnekle işin vahametini anlatmak istiyorum.

Farzedin ki, bir genç 30 lira para çalsın, öncesinde de bir marketten birkaç yiyecek çalmış olsun. İhtiyaçtan kaynaklanan bir hırsızlık, savunulacak bir tarafı yok ama toplasan hepsi 150 lirayı geçmeyen maddi bir hırsızlık yapan gencin koğuşta yaşayabileceklerini tahayyül edelim şimdi.

Koğuşta deneyimli hırsızlar var, silah satıcıları, eroin kullanıcıları, kredi kartı patlatanlardan adam yaralayanlara kadar hepsi bir arada. Basit bir hırsızlıktan içeri giren kişi, hırsızların yaptıkları hırsızlık çeşidi ve hikayeleriyle profesyonel bir hırsızlık bilgisiyle dışarı çıkar. Bitmedi, oldu ki, silaha ihtiyaç duydu, kimden silah alacağını öğrenir, kafa çekmek istediğinde eroin alacağı kişiye ulaşır, gasp yapmak istese çete kuracağı kişiler de hazırdır, cezaevleri ıslah yeri olmaktan çıkmıştır, her işlenen suçun örgütlü bir şekilde yapılabilmesinin merkezleri haline gelmiştir.

Mesele işlenen suçların cezasını çekmek değildir, cezayı kimlerle birlikte çektiğidir, asıl ceza insanın birlikte kaldığı koğuştaki kişilerle hayatı paylaşacak olmasıdır.

Birçok insan için cezaevleri yaşam alanı olmuştur. Dışarda hırsızlığını, bağımlılık hikayelerini, adam vurmasını, işlediği cinayeti anlatacağı kişileri bulamaz, içerde her bir suçun dinleyicisi vardır, yüz kızartıcı her suç bir kahramanlık hikayesi olarak anlatılır.

Cezaevi geçmişiniz varsa, koğuşlarda birkaç kişilik hakimiyetiniz sizi kral yapar. Bir kuruş paranız olmadan diğerlerinin üzerinden saltanat sürer, onları sevk ve idare edecek duruma gelirsiniz, artık içerdeki iktidar sarhoşluğunuz dışardaki aşağılanmalarınızın önüne geçer, sizi sürekli suç işlemeye teşvik eder.

Cezaevlerinde on binlerce insan yaşıyor. Pandemi döneminden denetimli serbestlikten yararlanıp çıkanların birçoğu yeni suçlar işliyor, yeniden cezaevine giriyor. Korkunç bir atalet yaşanıyor, insanı bilinçlendirmeye dönük çalışmalar yapılmıyor. Cezaevlerinin fiziki yapıları çok çok iyileşti ama insanların değişimine dönük kafa yoran çalışmaların yapıldığı söylenemez.

Çok büyük bir tehlike var. Bu ülkenin on binlerce genci uyuşturucu bağımlısı, yaşları 15-30 arasında olan yüzbinlerce insan farklı suçları işlemek zorunda kalıyor aynı zamanda. Bağımlılıkla iş bitmiyor, uyuşturucu alabilmek için hırsızlık da yapıyor, annesine-babasına el de kaldırıyor.

Onlarca gazeteci cezaevine girdi çıktı, hiçbiri bu suç potansiyeli üzerine yazı yazmıyor, kafa yormuyor, isyan etmiyor. İdeoloji sarmalı beyinlerini uyuşturmuş, gerçek uyuşturucu bağımlılarından farkları yok. Uyuşturucu kullananlar yakalanıyor, satıcılar yakalanmıyor, baronların kimler olduğu bilindiği halde isimleri bile anılmıyor.

Uyuşturucu terörüne karşı siyasilerimizin, ilgili kurumların, sivil toplum örgütlerinin ve medyanın ortak çalışma yürütmesi gerekiyor.

Biraz kafa yoralım, birkaç yazı yazmak istiyorum bu konuda, teklif ve önerilerinizi de bekliyorum!

Önceki ve Sonraki Yazılar