1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Çıbanın başı; takım elbiseli adamlar, kokoş bayanlar!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Çıbanın başı; takım elbiseli adamlar, kokoş bayanlar!

A+A-

Devleti yönetenler, güçlerini devletten aldıkları yetkilerle abarttığı gibi birçok insan da gücünü abartacak bir pozisyonda olmasa dahi etkinlik alanını abartır.

Beş bin yıllık Türk tarihi içinde devleti yönetenlerden de, devletin üst makamında görev alanların içinden de, kanaat önderlerinin içinden de, yakın tarihimize baktığımızda, son yüz yılın içinde devlet ve sivil ayrımı yapmadan birçok meslek grubunun içinden de vatan haini çıkmıştır.

Amerika’nın kontrolünde sağlanan darbeler, yine emperyalist güçlerin destekleriyle devleti yöneten siyasi iktidarlar, kontrolü Amerika’nın menfaatleri adına sağlayan muhalefet partileri her zaman olmuştur, yine olacaktır.

Bu ülkede PKK’ya karşı, FETÖ’ye karşı halkın duygularını tatmin edecek kadar mücadele edilmektedir, diğer yanda Yahudi lobilerinin desteklediği mason localarına karşı, rotaryen ve lions kulüplerine karşı hiçbir mücadele verilmemektedir.

Hepsinin amacı, “Ortak amaçlar” idealinde seçkin burjuvaziyi, seçtikleri ve seçkin hale getirdikleri akademisyenleri, gazetecileri, siyasileri, bürokratları bir araya getirmek, bu ülkenin üzerinden kaç darbe geçerse geçsin, kaç ekonomik kriz yaşanırsa yaşansın, kaç yargı ve emniyet operasyonu gerçekleşirse gerçekleşsin, devletin ve ticari hayatın içinde onları mıh gibi çaktıkları yerde korumaktır.

PKK en büyük katliamları gerçekleştirdiği halde, “Barış, demokrasi, kardeşlik, özgürlük” kavramlarını, FETÖ en büyük hak ihlallerini gerçekleştirdiği halde, “Din, kitap, himmet, devlet” kavramlarını kullanmaktan vazgeçmez, Mason locaları da ortak amaçlarını yaptırdıkları okul, hastane gibi binaların arkasında gizler.

Etkinlik alanı üzerinden kendini abartan insanların durumuna gelince, onlara baktığımızda da, bir kesimi memnun eden, diğer kesimin şimşeklerini üzerine çeken, kendilerine hazır hale getirilen sinema platolarında, ellerine tutuşturulan senaryolara ekledikleri birkaç doğaçlama ifadeyle, her şeyi kendileri yazıp oynadıklarına inandırılan figüranlardır aslında.

Bunların Amerika’yla, emperyalist devletlerle, ülkemiz içindeki bu devletlerin seçkin uzantılarıyla kavga ettiklerini göremezsiniz. Bunlara biçilen rol, siyaseti, sivil hayatı tezahüratlarla yönlendirmektir.

Sebepleri üzerine hiçbir tartışmaya girmeden koskoca Osmanlı yıkılmış, yokluk ve bitkinlik üzerine bir Cumhuriyet kurulmuş. Kuruluşundan buyana devleti yönetenlerin yanlışları, kasıtları, aksaklıklar olsa da bir devletimiz var.

Devletle devleti yönetenleri ayırt etmeyi, ayırmayı bir türlü öğrenemedik. Mustafa Kemal Atatürk de dahil bu devletin kurulmasını sağlayan bu milletin mevcudiyetidir. Devleti yönetenler milletin mevcudiyetinin reflekslerine göre meseleleri sıralamaya almaktadır.

Askerin görevi dış tehlikelere karşı vatanı korumak, emniyetin görevi asayişi sağlamak, öğretmenin görevi insanımızı yetiştirmek, yargının görevi adaleti sağlamak, doktorun görevi de hastalara şifa olmaktır. Hepsi de varlığını milletimizin mevcudiyetine ve devletimize borçludur.

Mesleğimiz olmadığı halde, dahası yazdığımız yazılardan dolayı yüz binlerce lira tazminat ödemek zorunda bırakıldığımız halde, hapis cezalarına çarptırıldığımız halde, devletle devleti yönetenlerin ayrımını yaparak, vatandaşlık görevini yerine getirme bilincini koruyoruz. Bize tehlike yaklaştığında sesimizi çıkaran değil, tehlikelerin üzerine üzerine giden bir yolda yürüyoruz.

İnsanız, sadece insan.

Bırakın hainleri, soysuzları, meselelerin farkında olup da kaçak güreşen insanların içinde bile insanlığımızı koruyoruz.

Siyasi iktidarın yanlışlarını da yazıyoruz, doğrularını da destekliyoruz.

Biz varlığımızı önce Allah’a sonra devletimize borçlu olduğumuzu biliyoruz.

Bazen devleti yönetenlere karşı da devleti savunmak düşebilir insanın nasibine.

Ben apaçık bir devletçiyim, devleti yönetenler bugün vardır yarın yoktur, devleti yönetenlerin, benim özgürlük alanlarımı genişletmesi ve adaletli bir gelir dağılımı içinde yaşamamızı sağlaması yeterlidir.

Biz bugüne kadar birçok meseleyi konuştuk, birçok meselenin çözüme kavuştuğuna tanık olduk ama mason localarını bir türlü tartışmaya açamadık, “Ortak hedefler”in üzerine gidemedik. Çıbanın başı, takım elbiseli adamlar, kokoş bayanlar, hepsi de yanı başımızda duruyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar