Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Değişmek!

A+A-

İnsanlar birbirlerinin değiştiğinden yakınıyor.

İnsanı tercih ettiği ya da etmek zorunda kaldığı iş değiştirir.

Değişim sadece fikre pranga vurulduğunda yanılır insan, en basitinden çevre değişir ya da çevresine yeni halkalar eklenir.

Makam, para insana yönetim kabiliyeti kazandırır. İnsanın dili, davranışı değişir, statüsü değişir, iş yaptırabilme kabiliyetini elinde bulunduğu para değiştirir, üzerinde oturduğu koltuk değiştirir.

Her yeni iş, her yeni alan insana yeni insanlar tanıştırır, her yeni alanın ve yeni insanların farklı dilleri, farklı davranışları vardır, karşılıklı olarak yeni davranışlar, yeni diller öğrenilir.

Makamın, paranın, şöhretin insanı değiştirmesi kadar doğal bir şey olamaz, mesele yeni alışkanlıklar, yeni davranışlar, yeni diller kazanmak değildir, mesele her yerde insan kalabilmektir.

Bir insan zengindir ama onun için iyi insan denilebilmektedir, bir insan makam sahibidir ama onun için iyi insan denilebilmektir, bir insan herkes tarafından tanınan bir şöhrete kavuşmuştur ama onun için iyi insan denilebilmektedir.

Değişim üzerinden eleştirilerde bulunan insanların duygusal davranmaması, değiştiği söylenen insanların da duyarlıklarını kaybetmemesi gerekiyor.

İnsan paraya da talip olmalıdır, makama da, bu tür sıfatları kınayanların bile parası olanlara, makamı olanlara nasıl itibar ettiklerini görür insan.

Makamdan düşenlerin ya da parası tükenenlerin hayıflandıkları anlar vardır, “Her şeyin boş olduğunu” söylediklerine şahitlik de ederiz. Bir de haklarının yenildiğini, ehliyetsiz insanların kendi makamlarına getirildiğini söyleyenlerin iç geçirmeleri bazen hepimizi bayar, o makamda bulundukları süre içinde gözleme dayalı bilgilerimiz vardır, aslında neyi hakkıyla yapıp yapmadıklarını da bilmeyiz, bizler için önemli olan bir tanıdığımızın o makamdan uzaklaştırılmasıdır, o makamda olduğu sürece tanışıklığımızın hatırına yaptırabildiğimiz işlerdir.

Hayatımız tanışıklıklar ve aidiyet duyduğumuz anlayışlar üzerinde varlık gösterdiği için dürüst olmak gerekirse kimse liyakattan yana değildir, liyakatın da ehliyetin de önündeki tercihimiz ulaşabileceğimiz bir insan olmasıdır. Bizler için böyle olmakla birlikte, güç sahipleri de uhdeleri altında bulunan makamları söz geçirebilecekleri insanlara tahsis eder.

Siyasileri eleştirdiğimiz ne varsa, kendi hükmümüzün geçtiği yerlerde de benzer yaklaşımlar vardır. Derneklerin, vakıfların yönetim kurullarına bakıldığında oralarda da aynı tercihler hüküm sürer, ufak-tefek değişimler de doku uyuşmazlığı başladığında gerçekleşir. Doku dediğimiz şey dokunulmaz alanlara dokunulmaya başlanılmasıdır.

Bazen yükselen, bazen durağanlaşan, bazen de düşüşe geçişlerin tek sebebi vardır. Doğru bildiniz, algoritma!

Önceki ve Sonraki Yazılar