28 Şubat'ın devam ettiği yıllardı.

İmam Hatip Okulları dahil kız öğrenciler başörtülü oldukları için okullara alınmıyordu.

Sivil toplum örgütlerinden biri, bir noteri tespit tutanağı için okula çağırdı.

Adam noterdi, adam hakimlik de yapmıştı.

"Yaman" bir adamdı.

Heyecanlıydı.

Kendine bir görev düşmüştü.

Belki de hayatında ilk kez İslamcı kimliğini mesleki olarak tescilleyeceği bir fırsat çıkmıştı.

Hepimizin kahramanı olacaktı.

Sonra milletvekili adaylığı için de boy gösterdi.

Tutanak tutulduğu gün noter parası istemişti, emeğinin karşılığını da almıştı.

Biz bu adamların neyi, ne zaman vazife edindiklerini çok iyi biliriz!

Bu devletin anayasa maddeleri ve yasa maddeleri, İslam'a uygun hükümler de, bir İstanbul Sözleşmesi mi İslam'a aykırı?

Din ve devlet işlerinin ayrı olması, zaten beşeri kanunlara uygun bir hayatı yaşatmıyor mu sana?

“Ben Şeriatçıyım, devletin hiçbir yasasını kabul etmiyorum ve devletin bana tanıdığı bütün imkanları reddediyorum” diyebiliyor musun?

Herkesin bir ucundan tuttuğu bir meselenin cazifesinden pay kapma kolaycılığından yine nasiplen sorun değil, bedel ödeyeceğin mayınlı alanlara niye hiç ayak basmıyorsun bayım?

Bu sözleşme bugün değilse yarın yırtılır atılır, sözleşmişcesine algı korosunun şeflik yarışına girmek de neyin nesi?

Siz gerçekten İstanbul Sözleşmesine karşı mısınız?

Bu ülkede eşcinseller, ellerinde pankartlar, dövizler kaç kez sokağa döküldü, kendi tercihlerini bağırlarını yırtarcasına haykırdı.

Bazı milletvekilleri de, "Velev ki ibneyiz" diye eylemlerine destek verdi.

Sosyal medya hesapları üzerinden birçok insan, vakıf ve dernekler de sözleşmenin iptal edilmesi için çağrılarda bulunuyor.

Bu vakıf ve derneklere bağlılıklarını bildiren yüzbinlerce insan var.

Ayrıca birçok sivil toplum örgütü platformu var.

Bunların temsilcileri neden bir eylem çağrısında bulunmuyor, neden hükümet yetkililerinden randevu talep edilmiyor.

İki satır tepkiyle bu meselenin sorumluluğu sosyal medya üzerinden atılmaz.

Kelli felli adamlar bir eylem çağrısı yapsın bizler de katılalım.

Eşcinseller kadar kendinizi sokaklarda, meydanlarda gösterecek kadar cesaretiniz olsun.

Buyrun bekliyoruz!