1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Sayın Cumhurbaşkanım! Biz seninle nerelerden geldik?
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Sayın Cumhurbaşkanım! Biz seninle nerelerden geldik?

A+A-

Bizler bugünlere tek tek girdiğimiz evlerden tek tek çıktığımız baskı, korku, fişlenme dönemlerini yaşayarak geldik.

Kitaplarımızın yasaklandığı, yasak düşüncelerimizin kitaplaştırılamadığı günlerden geldik.

Namaz kılanların horlandığı, selam verenlerin istihzalı bakışlarla karşılandığı, karşılığında zoraki merhaba denildiği günlerden geldik.

Gaz lambaları altında birkaç İslamî kitabın okunduğu, onların da ilmihal kitabı olmaktan öteye geçmediği, Allah demenin bile yasak olduğu, sadece Mevlidi Şeriflerle Hz. Muhammed’in anlatılabildiği günlerden geldik.

Skoda pikap üzerinde köy köy dolaşan Erbakan Hoca’nın dini siyasete dahil ettiği günlerden geldik.

Gazetelerimizin, dergilerimizin, yayınevlerimizin, partilerimizin kapatıldığı, afişlerimizin toplatıldığı, konferanslarımızın, açık oturumlarımızın, panellerimizin yasaklandığı günlerden geldik.

Sahabe kıssalarının küçük skeçlerle sahnelendirilği, her seferinde sahneleyenlerin soruşturma geçirdiği günlerden geldik.

Yazarlarımızın yazdığı yazının her kelimesine cevap vermek zorunda kaldığı yargı süreçlerinden geldik.

Anlatmaktan, insanlara ulaşmaktan yorulduğumuz günlerden geldik.

Her birimizin evi Erkam’ın eviydi, her birimizin sofrasında birileri ağırlanırdı, her birimizin dükkanına esnaf komşular uğradığı gibi, öğrenciler de uğrardı.

Vakıflarımız öğrencilere burs verdiği gibi durumu müsait olanlar gücü neye yetiyorsa onlar da burs verirdi.

Bizleri işlerimiz yormazdı, bizleri İslamî çalışmalarımız yorardı, gerektiğinde dükkana kilit vurur, bir yerde çalışma varsa onun ucundan tutardık.

Bizim hiçbir işimiz çalışmaların önüne geçmezdi, bahane üretmek aklımızdan geçmediği gibi, üretmeye de utanırdık.

Bizler çalışmaktan değil çalışmadan yorgun düştük bugünlerde, bizler anılarımızla yaşamaya başladık, bizler ne bir çalışma için çağrılır olduk ne de birilerini çalışma için çağırır olduk!

Bizlere çok kötü haller oldu!

Bizim tanıdıklarımızdan birkaç kişinin otomobili vardı, hepimizin ihtiyacını karşılardı, şimdi hepimizin arabası var, hiçbir ihtiyaç için kullanılmıyor.

Bizler kimseden bir işaret beklemeden, kimsenin bir görev vermesini istemeden kendi gayretlerimizle bir insana ulaşırdık, şimdi ayağımıza kadar gelen insanlarla konuşmak bile istemiyoruz, dertlerimiz sona erdi maalesef!

Nereden nereye geldik!

Beyaz yürüyüşler yapan kız öğrencilerin beyaz önlükleriyle doktor olduğu, öğretmen olduğu günlere eriştik.

İnancından dolayı yargılanan gençlerin avukat, savcı, hakim olduğu günlere eriştik.

Ölü yıkayıcısı olarak dalga geçilen İmam Hatip Lisesi mezunu bir gencin Cumhurbaşkanı olduğu günlere eriştik.

Bütün halkımızın üzerinde vesayet kuranların yargı karşısında hesap verdiği günlere eriştik.

Okul kapısından içeriye alınmayan başörtülü öğrenciye hakaret eden öğretim üyesinin hapishaneye gönderildiği günlere eriştik.

Bin yıl süreceği söylenen üzerimizdeki seksen yıllık zulmü on yılda kaldıran bir siyasi iradenin bütün halkımıza rahat nefes aldırdığı günlere eriştik.

Kazanımlarımızı kendimiz tüketiyoruz!

Bizleri bugünlere sarsılmaz inançlarımız, bütün yasaklara rağmen var gücümüzle çalışmalarımız getirdi.

Kendi kazançlarımızın bir mirasyedisi olduk hepimiz neredeyse.

Daha çok çalışmamız gerekirken, önümüzde hiçbir yasak, hiçbir engel kalmamışken, kendimize kendimiz engeller, yasaklar koymaya başladık.

Bize kendimizden başka düşman gerekmez!

Yeniden silkeleneceğiz, yeniden toparlanacağız, yeniden yollara düşeceğiz, yeniden yeni insanlara ulaşacağız.

Evlerimizi yeniden konu komşuya, akrabalara, öğrencilere açacağız, sofralarımızda yeni tanıştığımız yüzleri ağırlayacağız.

Bizler inanç taşıyoruz, bizler iman taşıyoruz, bizler üzerimizde Cenab-ı Allah’ın (c.c) ayetlerini taşıyoruz, bizler Hz. Muhammed’in (s.a.v) sözlerini taşıyoruz; yüklerimiz ağır, yüklerimizi paylaşmak zorundayız, paylaşmadığımız sürece yük taşıyıcılar olacağız!

Biz bugünlere Tayyip Erdoğan’la birlikte geldik.

Biz bugünlere milletimizle birlikte geldik.

Şimdi siyasi iradenin kendine yaptığı darbeyi bertaraf etme vaktidir.

Cumhur İttifakı’nı milletle buluşturma vaktidir.

Cumhuriyet tarihi boyunca milletin vekillerine hasret kalan meclise, milletin vekillerini taşıma, milletin vekillerinin listelerde yer alması için sesimizi yükseltme vaktidir.

Cumhur İttifakı’nın milletle ittifak yapması gerekiyor, millete tepeden bakanlarla değil.

Milletvekili listeleri milletin tercih ettiği kişilerden oluşmalıdır!

 

https://twitter.com/ahmetsukrukilic

Önceki ve Sonraki Yazılar