1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Tuz Gölü'ne eşek leşini de insan cesedini de atasanız, tuza dönüştürür!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Tuz Gölü'ne eşek leşini de insan cesedini de atasanız, tuza dönüştürür!

A+A-

Bir İnsan başını çektiği harekette, birlikte yol aldıkları, birçok kapalı alanlarda yürünebilecek, zamanla da koşulabilecek yollar açtıkları yol arkadaşlarıyla anlaşmazlığa düşebilir.

Sadece Peygamberlerin vahiyle yol haritaları çizilmiştir, sadece onlara itaat edilebilir.

Peygamberlerle birlikte olan insanların bile kendi aralarında tartışabildikleri, son kararı Peygamberlerin verdiği bilinmektedir.

Peygamberler, bilgiye, tecrübeye meşru olan bütün tekliflere açıktır.

Referanslarını İslam’dan aldığı iddiasında bulunan bütün hareketlerin başında ne Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) vardır ne de O’nun yol arkadaşları.

Siyasete yüklenen anlamın benzer misyon yüklemeleri geçmiş yıllarda şairlere, yazarlara, mütefekkirlere, tarihçilere, sanatçılara, şeyhlere, hocaefendilere ve kanaat önderi diyebileceğimiz kişilere de yapılmıştır.

İslamcı kesimin hiçbir vakfı, derneği, işyerleri İslamî esaslara uygun şekilde yönetilmediği halde, halka vaatlerde bulunarak, halktan oy alarak iktidar olmak isteyen siyasi partilere gereksiz, gövdesinin taşıması mümkün olmayan yükler yüklenmektedir, bu hayalci emanet yüklemeleri yerine getirilmediğinde de sorgulamalar başlamaktadır.

Siyasi partilerin tüzük ve programları bellidir, kendi yazdıkları tüzük ve programlara bile uymayan siyasi hareketlerden metne dönüştürülmemiş, yazılmamış, vaatte bulunulmamış esasların uygulanması istenmektedir. Zaten mevcut yasalar da insanların zihinlerinde gizledikleri esaslara müsaade etmemektedir.

Bir düşünce kendi usul ve esaslarına uygun hareket alanı bulamadığında, kendisine dayatılan usul ve esaslara uygun hareket ediyorsa, yaşanarak kazanılan alanların yerini, kazanarak elde edilen alanlarda kendilerine uygun yaşam alanları oluşturmaya başlar. Her kazanılan alanın da siyasi geleneği vardır, şekilsel olarak bazı değişiklikler yapılabilse dahi, her insanı kendine benzetecektir. Bu alanlar mayınlı alanlar gibi de gözükse esasında Tuz Gölü gibidir, eşek leşini de atsanız, insan cesedini de atsanız tuza dönüştürür.

Deniz Baykal’ın 2005 Kurultay’ında Mustafa Sarıgül’e yönelik söylediği “Et kokarsa tuz var, tuz kokarsa ne var?” sorusu Erbakan Hoca’nın “Tekeden süt çıkarması” gibi bir imkansızlığa işarettir.

Abdestsiz namaz olamayacağı gibi, kendi kurallarına uygun usul ve esasları yerine getirmeyen hareketlerden de bir Medine Devleti çıkmaz. Öncelikle bu konuda anlaşmamız gerekiyor.

Siyaseti kendi ikliminde, kendi mekanlarında, kendi yetiştirdiği insan figürlerinde değerlendirmek daha doğru olacaktır. Uyarlama senaryolar, kendi coğrafyasına uygun oluşturulan sinema platolarında, filim setlerinde başrol oyuncuya da, yardımcı oyunculara da, figüranlara da yönetmenin parmak işaretinden gözlerini ayırmaması gerektiğini öğretir. Harcamalarınız kadar da gişe hasılatı olur!

Önceki ve Sonraki Yazılar