1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Bütün partiler milli irade hırsızıdır!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Bütün partiler milli irade hırsızıdır!

A+A-

Her partinin mahalle temsilci vardır, her mahalleden de partilerin sicil kayıtlı üyeleri vardır. Siz bugüne kadar kongreler öncesi partilerin mahalle üyeleri tarafından kendilerini temsil edecek delegeleri seçtiğini duydunuz mu? Duyamazsınız evrak üzerinde seçim yapılmış gösterilir, delegeler yazılır, yani seçilen delege yoktur, yazılan delegeler vardır.

Patilerin ilçe başkanları delegeleri kendisi yazar, delegeler ilçe başkanlarını satmayacak insanlardan yazılır, o ilçe başkanlığı seçiminde o partinin genel başkanı da ilçe başkanlığına aday olsa seçilemez.

Büyük ilçelerde durum daha farklıdır, ilçe delegelerine il başkanları müdahale eder, zaten ilçe başkanlarının büyük bir çoğunluğu il başkanları tarafından belirlendiği için il başkanlarının isteklerine göre delegelerin belirlenmesinde sorun çıkarılmaz.

İl kongrelerinde il başkanı ve yönetimi seçecek delegeler emir eri durumuna önceden getirilir, il başkanı ve ilçe başkanları büyük kongre için yazılacak delegeleri de liste olarak delegelerin oylamasına sunar.

Büyük kongrelerde partilerin genel başkanları tek listeyle seçime gittiğinde, merkez karar yönetim kurulu üyeleri ya da meclis üyeleri de delegeler tarafından seçilmez, genel başkanların hazırladığı listeler oylanır.

Partilerin merkez karar yönetim kurulu üyeleri ya da parti meclisi üyeleri genel başkanlar tarafından seçtirilen insanlar olduğu için merkez karar yönetim kurulu üyeleri, daha doğru bir tanımlamayla genel başkan yardımcıları partilerin genel başkanları tarafından oylamaya sunulur, bir itiraz olmadan seçilir.

Partilerin merkez karar yönetim kurulu üyeleri ya da parti meclisi üyeleri arasında genel başkan yardımcılığı yarışı olmaz, hepsi de kendilerinin genel başkan tarafından genel başkan yardımcısı yapılabileceği hayalini kurmakla yetinir.

Partilerin olağanüstü kongrelerinde görmeye alışık olduğumuz sahneler de vardır, sandıktan çıkacak oylardan çok yumruklar konuşur, sandalyeler havada uçuşur.

Kendi seçmeninin iradesini çalan, gasbeden siyasi partilerin genel seçimlerde, yerel yönetim seçimlerinde benzer yöntemlere başvurması kimsenin hayıflanacağı bir durum olamaz.

Hırsızlığı kendinden bilen siyasi partilerin hepsi sandık başkanının yanına birer parti temsilcisi görevlendirir, onunla da yetinilmez sandık müşahitleri sandıkların namuslarını koruyan sınır nöbetçileri gibidir.

Ahlakı katlederek kazanmak, herkese kaybettirir. Dürüstçe tahayyüllerimizi kendi mecralarımızda senaryolaştıralım şimdi. Gecenin ikisinde kendi partimizden olan bir sandık başkanı ve sandık müşahidi partimize geliyor. Sandık başkanı diyor ki, "Karşı partinin 200 oyunu sandık tutanağında kendi partimize yazdım, beş oy da karşı partiye yazdım. Sonra da götürdüm, Seçim Kurulu'na teslim ettim, diğer partilerin sandık müşahitleri gelmediler bile" dese, istisnası çıkar mı bilmiyorum "Yaptığın ahlaksızlık" diyecek. Hepimiz adamı kahraman ilan ederiz. Üstüne bir de "Helal olsun" deriz.

Birçok yanlış sıralanabilir, yanlışı gördüğümüz halde yanlışlara ses çıkarmıyorsak, bizim yanlışlarımızı bizden sonraki nesil "O kadar yanlış yapılırken bu kadar insan ne yapıyordu" diye sormayacak mı? Bu duruma gelinmesinde hepimizin suçu var. Sahnesi olan her yerde, boyumuz yetişmediğinde bile ayak parmak uçlarına basarak fotoğraf karelerinde yer almayı biliyoruz, bizi ayağa kaldıracak işlere geldiğimizde, milletin, daha özel bir ifadeyle kendi kaderlerimizi belirleyen işleri bir birimize havale ediyoruz.

Hiçbir parti ayrımı yapmadan söylüyorum, kendi kongrelerinde dahi ayak oyunlarına tevessül eden insanlar, kendi aralarında dahi güven vermeyen insanlar, nasıl olur da kendi oylarına sahip çıkacak bir otokontrol oluşturmaz? Türkiye'de ilk kez seçim olmuyor, karşımızda organizeli bir yapı olduğunu söylemektense, organize olabilsek kimse tartışmayacak. Daha bizlerin oyunu dahi koruyamayan teşkilatlar varsa, kendi oylarımızı koruyan bir eleştirinin yapılmasında fayda olacaktır. "Hırsızın hiç mi suçu yok" diyemeyiz, biz çaldırmayacağız. Her siyasi partinin, her sivil toplum örgütünün kendi kongrelerinde de hırsızlar içimizden çıkar, yadırgayacağımız bir şey yok, ahlakı sandığa gömeli çok oldu, hepimiz ahlak katiliyiz. Türkiye'nin itibarını zedeleyen, milli irade hırsızları hakkında bir suç duyurusunda da bulunulmayacak, cezalandırılması da sağlanmayacak, maddi hata safsatasıyla defter kapatılacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar