1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Erdoğan'ın zaafı!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Erdoğan'ın zaafı!

A+A-

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın başka zaafları da vardır mutlaka, en önlenemez zaafının ne olduğu sorusuna biraz kafa yoralım.

Kendisinde şahsiyete dönüştürdüğü, zaman zaman da insanı hayran bırakan tavır abidesi bir yanı var.

Her seçim sonrası “Milletin verdiği mesaj” en üst perdeden kelimelere dökülür, yeni heyecanlar taşınır, değişimden, dönüşümden bahsedilir.

Beklentiler ne kadar beklenilirse beklensin yerine getirilmez.

Siyasi literatürümüzde buna “Gaz almak” deniliyor.

Cumhurbaşkanımız Grup Toplantısı’nda tam da damarına basılan yerden, damardan konuştu yine!

Ne dedi?

Kabine değişimlerine dönük talep, istek ve beklenti çağrılarına kapıyı kapattı.

"Tayyip Erdoğan masa başı kalemşörlerin yazdıklarıyla amel etmez. Bunu geçin. Yani siz yazacaksınız veya televizyonlarda konuşacaksınız ben de onlarla muamele edeceğim... Siz şu 18 yıl içerisinde böyle bir şey gördünüz mü? Böyle bir adım attığımızı gördünüz mü? Atmayız, attıramazsınız bize. Biz buralara bu makalelerle gelmedik, bu kalemlerle gelmedik. Biz tam aksine, bu kalemşörlerle savaşa savaşa bu makama geldik” diyor.

Sadece söylemekle kalmıyor, bir de bu tür talepleri dillerine dolayacak olanları da ihanetle suçluyor.

Söylenti lafügüzaftan ibarettir ve bu millete de ihanettir" diyor.

Erdoğan’ın en büyük zaafı bu damarını harekete geçirtmektir.

Kabine değişimi olmayacaksa olmaz, en fazla “Gündemimizde öyle bir şey yoktur” der geçersin.

Erdoğan’ın sadakatle bezendirilen bu zaafını keşfedenler, Erdoğan’ın herifliği, adamlığı üzerinden belli ki sinsice yaklaşıyorlar. Değiştirileceğini düşünen kişilerin çevreleri, Erdoğan’a yakın olan isimler, sesini yükselteceğinden emin oldukları Erdoğan’a kısık sesle fısıldıyor.

Erdoğan’ın inat damarına girildiğinde, yanlış olan kişi bile, “Kellesi verilmeyen adam” durumuna getiriliyor.

Erdoğan’ın söylediği gibi geldiği makama savaşa savaşa gelindi.

Şimdi karşısında omuzları düşmüş, apoletleri sökülmüş, fırsatçı, işbirlikçi, yabancı istihbaratçıların kuklası savaşçılar yine var ama bir de kendisinin komutanlık yaptığı cephenin endişeli insanları da bazen benzer şeyler söylüyor. Durum önceki gibi değil.

Erdoğan, en büyük darbeyi muhalefet partilerinden, kendisiyle savaştığını söylediği kulis lobilerinden, muhalif medyadan yemedi. Onların karşısında örülen surda bir gedik de açılamadı. Erdoğan’ın yediği darbe, hançer, bıçak yarası hep yakınlarından geldi.

Kabinede bulunan kişiler bulunmaz Hint kumaşı değil. AK Parti tabanı da, AK Parti’yle aidiyet kuran yazarlar da, sivil toplum örgütleri de kabine değişimi olabileceğini zaman zaman konuşabilmektedir. AK Parti milletvekilleri de kabine değişimi olma ihtimalini konjonktüre uygun zamanlarda, uygun zeminlerde yakın çevreleriyle konuşabilir. Yani Erdoğan ne kadar o kapıları kapatırsa kapatsın, bu tür konuşmaların önüne geçemez.

Esas Erdoğan’ın kapatması gereken, kendine biçilen zaaf kapısıdır.

Doğrudur, bu zamana kadar birçok badirelerin önüne bu tavır geçmiştir.

Değişim beklentilerinin ayyuka çıktığı zamanlarda, o zaafına kene gibi yapışan sülükleri çekip atmalıdır.

Sayın Erdoğan!

Değişim talebimiz vardır.

Bizleri siz de dahil kimse “İhanetle” suçlayamaz.

Milletin sesine kulak verin!

Ortak akıl” hep konuşacaktır!

Önceki ve Sonraki Yazılar