1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. İçimizde FETÖ'nün siyasi ayakları değil başları var!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

İçimizde FETÖ'nün siyasi ayakları değil başları var!

A+A-

Bu ülkede bakanlık, başbakanlık, meclis başkanlığı yapacaksın, İstanbul'da belediye başkanlığını kaybedeceksin, Cumhur İttifakı'nın nezaket karşılığı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ili olan Osmaniye'de AK Parti aday çıkarmayacak, Başbakanlık yapan adamın ili olan Erzincan'da Cumhur İttifakı adayı belirlenmeyecek, AK Parti adayıyla MHP adayı çarpışacak, MHP'li Belediye Başkanı seçim kazanacak!
Nerede Cumhur İttifakı'nın nezaket ilkesi?

***

AK Parti Belediye Başkan adaylarının belirlenmesinde bir üst akıl var, onlara rağmen bu millet Türkiye geneli % 52'yi korudu.

***

Arkası-önü bu kadar karanlık bir ittifak karşısında millet aydınlatılamıyorsa, suç sadece siyasilerde değildir!

***

15 Temmuz "Demokrasi ve Özgürlükler Günü" olarak resmi tatil ilan edildi. Birçok yere şehitlerimizin adı verildi. Daha hepimizin dilinden gönlüne işleyen bir marş yazılamadı. Meydanlarda kazandık, davalarda kaybettik. FETÖ geçmişi olan insanlar diğer partilerden daha fazla içimizde, kapatılan FETÖcü derneklerde üst düzey yönetimlerde bulunan, FETÖcü iş adamlarını koruyan, mütevelli heyetlerinde yer almış, bakanlığı döneminde 'FETÖ diye bir örgüt olduğuna inanmıyorum' diyen, FETÖcüleri savunmak için cübbesini giymeye hazırlanan insanların çocukları, FETÖ firarisi adamların kayınpederleri hala karar merciinde. Bizim içimizde FETÖ'nün siyasi ayağı değil, başları var!

***

Allah bir insanı ancak bu kadar bu millete sevdirir, o sevgiyi Erdoğan yanlış tercihlerden dolayı azaltan değil, doğru tercihler yaparak çoğaltan olmalıdır. Bizler arkasını toplayacağımız insan istemiyoruz artık, arkasından yürüyeceğimiz, koluna gireceğimiz, göğsümüzü gere gere işte bizim tercih ettiğimiz insanlar böyledir diye gururlanacağımız insanlar olsun istiyoruz. Bir siyasi hareketin tek bir insanın omzuna yüklenmesi O'na zulümdür, bir siyasi hareketin tek bir insanla anılması da bizlere zuldür.

***

Ânı yaşamak her an ölecekmiş gibi yaşamak olmalıydı, biz hiç ölmeyecekmişiz gibi nasıl yaşadık?
Allah'ın kınamayacağı bir hayatı yaşamak nasıl da zor geliyor bizlere, dünya hayatının her an son bulacağını her gün birilerinin ölümüyle duyduğumuz halde!

***

Siyasi tercihlerimizi konuştuğumuz kadar, inançlarımızı konuşup, yaşasaydık; inanç inanan insanları da, inanılan yaşantıların güzelliklerini bir araya toplayacaktı. Adaleti kendi mekanlarında hakim kılamayan insanların, adalet vadetmesi kadar büyük bir riya olamaz.

***

Sevdiğimiz, saydığımız, değer verdiğimiz insanların vefat yıl dönümlerinde düzenlenen programlarda, konuşmacılar anılması gereken insandan daha çok kendilerini anlatıyor. Ölen insanın bedeni üzerinde zıplayarak kendini göstermeye çalışan insanlardan iğreniyorum.

***

FETÖ'yü darbe girişimi öncesi hafife alanlar, darbe sonrası daha hafife almaya başladı. "Devletin kılcal damarlarına kadar sızdığı" dillendirilen işgalci örgütü artık kimse umursamıyor, sanki bir darbe girişimi yaşanmamış gibi "FETÖ" meselesinin milletimizde bir bıkkınlık oluşturması, bizlere büyük bedeller ödetecektir. FETÖ iktidar partisinde de, muhalefet partilerinde de operasyonlar çekiyor. Belediye başkanı seçilen insanların büyük bir çoğunluğu bunların abileri önünde diz kırmış insanlar. İçlerinde bir bakanlığın müsteşar yardımcılığına vekalet eden, FETÖ irtibatından dolayı asaleten atanamayan ama bir ilin belediye başkanı seçilen insanlar da var! 
FETÖ'yle mücadele, Tayyip Erdoğan'a bile bırakılamayacak kadar bizlerin mücadelesi olmalıdır.

***

"Neden tehlikenin farkında değiller" diye çok hayıflandığım oldu, sonra anladım ki, farkında olmadıklarından değil içindelermiş meğer!

***

Bir insan devletin müdahale etmesi gereken bazı meselelerde koşturuyor, bazı meselelerde 'devlet var, gereğini yapsın' diyorsa, o meselenin ucundan kıyısından ya bulaşmıştır ya da içindedir.

***

Türkiye'de bireysel yaşanan bir İslam vardır, tefsir sohbetleri yapanlar, o toplantıya katılanlar dahi öğrendiklerimizi birlikte yaşayalım durumuna gelmemiştir. Cemaat aynı düşünceyi paylaşan ve yaşayan insanlar topluluğudur, Türkiye'de cemaat olarak anılan yapıların hiçbiri cemaat değildir, düşünce yakınlıkları olan insanların topluluklarıdır.

***

Günümüz Müslümanları kendi araştırmalarıyla yardımda bulunma alışkanlıklarını kaybetmiştir. Sivil toplum örgütleri olmasa zekat ve yardımlaşma alışkanlıkları da kaybolacaktı. Mallarımızın temiz kalmasını sağlayan dürüst yapılar insanı yaşatmaktadır, yaptığımız yardımlar bile kuruma yapılan yardımlar gibi bir dil kazandırmakta, bazen de ihtiyaç sahiplerine ulaşılması düşüncesinden daha çok, kuruluş adına yadım talebinde bulunan insan hatırına yardımda bulunulmaktadır. Kapılarımızın çalınması bizlerin yüzlerini güldürmelidir, suratlarımızı astırmamalıdır. İyi ki bizlere yardımlaşma duygularımızı hatırlatan, yardımlarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştıran yapılarımız var. Onlar da olmasa yardımlaşma kapılarımız kapanacaktı!

Önceki ve Sonraki Yazılar