1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Senin bir Firavun'un Ebu Cehil'in var mı?
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Senin bir Firavun'un Ebu Cehil'in var mı?

A+A-

Biz Müslümanlar sadece Hz. Muhammed'in (s.a.v) hatadan münezzeh ve günahlara karşı sadece O'nun Allah'ın koruması altında olduğuna inanırız.

Şia'nın 12 imamı masumlaştırmasına karşı birçok Sunni'nin sahabelerin bütününü, evliyalaştırdıkları şeyhlerini, imamlarını, ravilerini asla masum görmeyiz.

Hatalara hikmet yükleyen, her çağda kutuplar, liderler edinen, pratik hayatlarında onları Allah Resulü Hz. Muhammed'in önüne geçiren, ibadetlerinde Peygamberi, sosyal hayatlarında başkalarını kendilerine örnek kılan kişilerden olmayacağız inşaallah.

Elbette ki, ilim ehli alimlerimize, zahitlerimize saygımız, hürmetimiz olacaktır.

Elbette ki hocalarımız, bilgisinden istifade ettiğimiz ağabeylerimiz olacaktır.

Günahkar kullar olduğumuzun farkında olarak, günahlarımız bizlere başka rehberler edindirmeyecek.

Dünyamızı da, ahiretimizi de kurtaracak olan İslam'dır, Hz. Peygamberin hayatı gibi bir hayata namzet yaşantılarımız kurtuluşumuz olacaktır.

Kendi bulunduğu şehrin firavunlarına, karunlarına, belamlarına sözü olmayan, yaşamı boyunca bir Ebu Cehil'in başına musallat olmadığı kişiden ya da topluluklardan olsa olsa bu kadar Müslümanlık beklenir!

Allah'ın Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) nübüvvet görevi gelmeden, daha peygamber olmadan, gençlik yıllarında Hılful Fudul'un (İnsan Hakları Derneği) kurucularından olmuştur.

Hılful Fudul can ve mal güvenliğinin sağlanması, zayıf ve güçsüzlerin korunması amacıyla kurulan erdemli gençler hareketiydi.

Emanetleri zimmetine geçirenlerle, milletin alın terini gasbedenlerle birlikte olmak, bırakın Hz. Muhammed'in ümmeti olmayı, gençlik yıllarında arkadaşı olmayı bile hakketirmez.

Bütün peygamberlerin hayatında peygamberlik öncesi insan hakları mücadelesi vardır. Hepsi de hakkı, hukuku savunan, zalimin karşısında mazlumun yanında bedenlerini canlı kalkan kılan insanlardır.

Hırsızın artıklarından tek tuğla giren yapılarda şahsiyetli bir Müslüman yetişmez. Bizim meselemiz baştan sona şahsiyet meselesidir.

Bugün gelinen noktada sayısal çokluğa sahip olunsa dahi, sözlerin kendimize bile tesir etmemesinin sebebi kendimiz olmaktan uzaklaşmamızdır.

Yeniden iman etmemiz gerekiyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar