600 baraj, 590 Eletrik Santralinin elektrik faturası ne kadar?
Bizim gençlik yıllarımızda siyasi tartışmalar daha çok ideolojikti. Bugün de ideolojik sayılır ama hükümetler ve belediyeler daha çok yaptıklarıyla anılırdı.
Şimdi laf yarıştırılıyor.
Her gün kim kime ne demiş onları okuyoruz.
Ayrıca belediye başkanları para ödeyerek gazeteci getirtip yazılar yazmasına, konuşmasına, video yayınlamasına da iltifat etmezdi, aklından da geçirmezdi.
Bütün gazeteciler sağcısı solcusu belediyelerde ne yapılıyor ne yapılmıyor, başkanlar nerelere gidiyor, kimlerle görüşüyor, takip ederdi.
Günümüzde nemalananlar methiyeci, nemalanamayanlar saldırgan kesiliyor.
Siyasetçideki ahlak neyse basındaki ahlak da, işverendeki ahlak da, sivil toplum örgütlerindeki ahlak da eşitlendi.
"Eskiden paran kadar konuş" sözü aşağılık bir söz olsa da öyle çıkışlar yapılabiliyordu, şimdi ver ‘parayı senin adına konuşurum’a dönüştü.
Toplumları yerel siyaset tatmin edemeyecek bir duruma geldiğinde, organize olunmuş örgütler de, yerli-yabancı mihraklar da patlamaya hazır bir bomba haline dönüştürebilir. Yakın tarihimizde bunun onlarca örneğini gördük.
Bugün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yeni kurduğu telegram kanalında bir açıklama yaptı:
"18 Yılda 600 baraj, 590 hidroelektrik santralı kurduk"
Kuraklık ihtimaline karşı da endişeli açıklamalarda bulundu.
600 Baraj ve 590 hidroelektrik santralin cebimize yansıyan tüketimi ne durumda?
Devletin milletten topladıklarıyla yapılan bu enerji tesisleri neden millete daha ucuz maliyet getirmiyor, kimler kazanıyor bu paranın kaymağını?
Doğrudur, AK Parti inanılmaz hizmetlere imza atmıştır, sosyal devlet olma sorumluluğu diğer hükümetlerle kıyaslanmaz bile.
3 Yaşındaki torununu sigortalı yapan insanın üreteceği politikadan ideolojik taraftarları da umutsuz, konumuz zaten Kılıçdaroğlu olamaz. İnsanların yaşam seviyesi birçok alanda AK Parti hükümeti tarafından sigorta altına alındı.
Devlet binlerce hizmet alanları inşaa etti.
Millete hizmet neden istenilen seviyede ulaşmıyor?