1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Bilginin masumiyeti yoktur!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Bilginin masumiyeti yoktur!

A+A-

Eğitim, insanın içindeki karanlığı aydınlatır mı, yoksa sadece o karanlığı daha stratejik bir cehalete mi dönüştürür? Bu sorunun cevabını vicdanın terazisine koymadan verilen her yanıt, insana değil sisteme hizmet eder. Çünkü her dönemin kendi kutsalı vardır ve bu çağın en tartışmasız kutsalı, “eğitim şart” cümlesidir. Oysa biz, eğitimin insanı iyi yapmadığı bir çağı yaşıyoruz. İnsanlar artık bilgili kötüler hâline geldi. Kötülüğün yüksek lisansını yapıyorlar; mazlumları bombalamadan önce uluslararası hukuk eğitimi alıyor, işgalden önce diplomasi dili öğreniyor, soykırıma başlamadan önce sosyal psikoloji okuyorlar. Bilginin masumiyeti yoktur; onu kullanan niyet masum değilse.

Bugün Filistin’in üzerine yağmur gibi yağan bombaların üretiminde, Harvard mezunu mühendislerin, MIT’de okutulan algoritmaların, Avrupa’nın göz kamaştıran akademik network’lerinin katkısı var. Eğitimli insanlar bombaları üretirken, başka eğitimli insanlar bunları meşrulaştıracak söylemleri yazıyor. Biri bedeni parçalıyor, diğeri zihni susturuyor. Ve bunların her ikisini de yapanlar, “okumuş insanlar” sayılıyor. O hâlde soru şudur: Eğitim insanı adam eder mi, yoksa sadece adam görünümünde bir canavara mı dönüştürür?

Bir formül kuralım:

Eğitim + Teknoloji – Vicdan = Modern Zulüm.

Çünkü eğitimi vicdanla terbiye etmediğinizde, bilgi salt bir güç aracına dönüşür. Gücü de her zaman adaletli olan değil, niyeti kötü olan kullanır. Bugün emperyalizmi ayakta tutan sadece liderler değil, onları destekleyen yüksek eğitimli halklardır. Gazze’de çocuklar ölürken, sokaktaki batılı bireyin umurunda bile değildir. O, ekran karşısında başka bir “özgürlük” dizisi izlemektedir. İşte burada eğitimin karakter inşasına katkı sunmadığı apaçık ortaya çıkar.

“Eğitim şart” demek kolaydır, çünkü herkesin uzlaştığı bir cümledir. Ama biz uzlaşıdan değil, hakikatten yanayız. Eğitim şart olabilir ama hangi eğitim? Bilgiyi merkeze koyan ama iradeyi eğitmeyen bir sistemin içinde yetişen insan, sadece daha kurnaz, daha hesaplı bir kötülük üretir. Bugün bunu yaşıyoruz. Üniversitelerde “sürdürülebilir kalkınma” dersi verilirken, aynı üniversitelerin desteklediği şirketler madenlerde çocuk işçi çalıştırıyor. Akademik başarı dosyalarında insan hakları başlığı yer alırken, o hakları çiğneyen devletlerle ortak projeler geliştiriliyor. Modern çağda “ahlâksızlık da organize bir bilgi işi” hâline geldi.

Bir denklem daha:

Kültür + Eğitim – Ahlâk = Kozmetik Medeniyet.

Ve biz bu kozmetik medeniyetin makyajını her bombalamada dökülen çocuk yüzlerinde görüyoruz.

Gazze bir coğrafya değil, bir vicdan aynasıdır. Ve o aynaya bakan herkes kendini görür. Bir yanda zeytin dallarıyla taş atan çocuklar, diğer yanda doktoralı subaylar. Bir yanda okuma yazma bilmeyen ama adaletle titreşen kalpler, diğer yanda kültür sanat faaliyetlerinde soykırımı normalleştiren zihniyetler. Bu karşıtlık, “eğitim her şeydir” diyenlerin yüzüne tokat gibi çarpmalıdır. Çünkü esas olan, kalbin eğitimidir. Gönlü eğitilmemiş bir akıl, sadece yıkım üretir.

Nietzsche haklıydı: “Kültür kötülüğü yok etmez, sadece onu rafine eder.”

İmam Gazâlî haklıydı: “Takva yoksa ilim şeytanın da bildiğidir.”

Ve biz hâlâ, diploması olanı ahlâklı sanmaya devam ediyoruz.

Eğitimi yücelten ama ahlâkı unutan her sistem, sonunda kendi insanını tüketir. Bugün Batı’da yükselen yalnızlık, artan intiharlar, derinleşen bireycilik, bize eğitimin yalnız başına hiçbir şey olmadığını anlatıyor. Eğitim elbette ki gerekli ama onu insan yapan, içinde taşıdığı merhamet terazisidir. Vicdansız bir eğitim, yalnızca kibir üretir. Ve kibir, hırsızlığı sadece soyut değil, yapısal hâle getirir.

Son denklem:

İnsan – Niyet = Makine.

Ve biz bugün, teknoloji çağında, eğitilmiş makinelerin hâkimiyetindeyiz. Ne büyük tehlike.

Osmanlıyı yıkan hangi eğitim sisteminin yetiştirdiği paşalardı?

Cumhuriyet döneminde yetişen hırsızlar hangi eğitim sisteminden geçti?

Her iktidarın eğitim sistemi kendi hırsızını mı yetiştiriyor?

Bunların hepsi gerekçelendirilebilse de boş sorulardır.

İnsan ahlakını, mesleki ahlakını eğitimden değil vicdanının eğittiği akıldan alır. Bunun için de hiçbir eğitime gerek yoktur, o bilgi insanın fıtratına doğuştan yerleştirilen bir iyilik melekesidir. Kötülük insanın kendi kötülüğüdür, eğitildikçe daha tehlikeli hale gelebilir. Eğitimin ahlakı insanın ahlakıyla örtüştüğünde bir medeniyet örtüsü şal gibi düşer üzerimize!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar